-
1 dile kolay
сказа́ть-то легко́; на слова́х-то про́сто -
2 dile kolay
easier said than done -
3 kolay
leicht, einfach\kolay bir soru eine leichte Frage\kolay gelsin! frohes Schaffen!bundan \kolay ne var ki! nichts leichter als das!dile \kolay leichter gesagt als getanişin \kolayına kaçıyorsun du machst es dir zu einfachsöylemesi \kolay leicht zu sagen -
4 dil
язы́к (м)* * *1) анат. язы́кküçük dil — язычо́к
2) язы́к, речьölü dil — мёртвый язы́к
Türk dili — туре́цкий язы́к
Türk Dil Kurumu — Туре́цкое лингвисти́ческое о́бщество
yazı dili — пи́сьменный язы́к
3) язы́к, язычо́к (замка, колокола и т. п.)4) воен. язы́к, пле́нныйdil almak / tutmak — взять пле́нного
5) геогр. коса́••dil kılıçtan keskindir — посл. язы́к остре́е бри́твы
- dili ağırlaşmakdilin kemipi yok — погов. язы́к без косте́й
- dil ağız vermemek
- dilinin altındaki baklayı çıkarmak
- dilinin altında bir şey var
- dilinden anlamak
- dilini bağlamak
- dilinin belâsını çekmek
- dilinin belâsını bulmak
- dili bir karış
- dili bir karış dışarı çıkmak
- dili çalmak
- dil çıkarmak
- dili çözülmek
- dili damağına yapışmak
- dili damağı kurumak
- dilini değdirmemek
- dillere destan olmak
- dile dolamak
- diline dolamak
- dili dolaşmak
- dillerde dolaşmak
- dil dökmek
- diller dökmek
- dili döndüpü kadar
- dili dönmemek
- dili durmamak
- dile düşmek
- dillere düşmek
- dilinden düşürmemek
- dil ebesi
- dili ensesinden çekilsin!
- dilini eşek arısı soksun!
- dilini fare mi yedi?
- dilini kedi mi yedi?
- dile gelmek
- dile getirmek
- dil kaymak
- dili kaymak
- dilini kesmek
- dile kolay
- dili kurtlu
- dilinden kurtulamamak
- dili kurusun!
- dil otu yemiş
- diline saplam olmak
- diliyle sokmak
- dilini tutamamak
- dilini tutmak
- dili tutuldu
- diliyle tutulmak
- diliyle yakalanmak
- dilinde tüy bitmek
- dilinin uçuna gelmek
- dilinin ucuyla
- dili uzamak
- dil uzatmak
- dili varmamak
- dile vermek
- diline virt etmek
- dili yanmak
- dili yatkın
- dilini yutmak
- dili zifir -
5 dil
dil1 ANAT Zunge f; Sprache f; Ausdrucksweise f; GEOGR Landzunge f; MUS Zunge f; TECH Zünglein n (der Waage); Riegel m (des Schlosses);dil akrabalığı Sprachverwandtschaft f;dil çıkarmak die Zunge herausstrecken; sich lustig machen;dil(ler) dökmek schöne Worte machen;dil kavgası Schimpferei f;dil koymak sich ins Gespräch mischen;dil kursu Fremdsprachenschule f;dil laboratuarı Sprachlabor n;dil pelesengi Verlegenheitswörter n/pl (ee, şey, also, hm usw);-e dil uzatmak lästern über A; verleumden A;dile, dillere düşmek (oder gelmek) in Verruf kommen;dile gelmek im Märchen zu sprechen beginnen;-i dile getirmek zur Sprache bringen; schildern; auf A zu sprechen kommen;dile kolay leicht gesagt;-i dile vermek ausplaudern (A);-in dili açıldı er wurde gesprächig;-in dili bozuk schlecht sprechend;-in dili çalmak mit Akzent sprechen;-in dili damağına yapışmak einen trockenen Mund haben;-in dili dolaşıyor er lallt;dili tutuk Stotterer m;dili tutuldu es verschlug ihr die Sprache;dili uzun Lästerer m;dili yatkın sprachbegabt;dilinde tüy bitti er hat sich den Mund fusselig geredet;diline dolamak ewig dasselbe sagen;dilini kesmek den Mund halten; jemandem den Mund stopfen;dilini tutamamak seinen Mund nicht halten können;dilini yutmak fig sprachlos sein;dillerde dolaşmak (oder gezmek) in aller Munde sein -
6 dil
dil sbirine \dil çıkarmak jdm die Zunge herausstrecken\dili dolaşmak sich verhaspeln\dilimin ucunda ( fam) es liegt mir auf der Zunge\dilini tutmak ( fig) seine Zunge im Zaun halten\dilinin altında bir şey olmak ( fam) mit etw hinterm Busch halten\dilinin ucunda olmak ( fam) auf der Zunge liegen2) Sprache fbir şeyi \dile getirmek etw zur Sprache bringen; ( ifade etmek) etw ausdrücken, etw äußern4) (toka \dili) Dorn m5) \dil sürçmek sich versprechen, sich im Ausdruck vergreifen\dile kolay leichter gesagt als getanbir şeyi \dile vermek ( gizli bir şeyi) etw ausplaudern; ( duyurmak) etw publik machen\dilini tutamamak nicht den Mund halten könnensöyleye söyleye \dilinde tüy bitmek ( fam) sich den Mund fuss(e) lig reden\dillerde dolaşmak von sich Rede machen
См. также в других словарях:
dile kolay — sf. Anlatılması kolay ancak yapılması veya katlanılması çok güç … Çağatay Osmanlı Sözlük
kolay — sf. 1) Sıkıntı çekmeden, yorulmadan yapılabilen, emeksiz, zahmetsiz, güç ve zor karşıtı Cebimde mevcut paradan bu kadar bir şey buna tahsis etmek pek kolaydı. H. Z. Uşaklıgil 2) is. Kolaylık İşin kolayını buldum. 3) zf. Kolayca, sıkıntısız bir… … Çağatay Osmanlı Sözlük
Ajda Pekkan — (* 12. Februar 1946 in İstanbul) ist eine türkische Popmusikerin und Schauspielerin. Inhaltsverzeichnis 1 Leben 2 Diskografie 2.1 Alben 2.2 … Deutsch Wikipedia
Pekkan — Ajda Pekkan (* 12. Februar 1946 in İstanbul) ist eine türkische Popmusikerin und Schauspielerin. Inhaltsverzeichnis 1 Jugend 2 Anfänge 3 Diskografie 3.1 Alben … Deutsch Wikipedia
dil — 1. is. 1) Ağız boşluğunda, tatmaya, yutkunmaya, sesleri boğumlamaya yarayan etli, uzun, hareketli organ, tat alma organı Ağzımı dolduran kocaman dil, kelimelere yer bırakmıyor ki... Y. Z. Ortaç 2) Birçok aletin uzun, yassı ve çoğu hareketli… … Çağatay Osmanlı Sözlük
Yüksel Pazarkaya — (links) und Ali Osman Öztürk Yüksel Pazarkaya (* 24. Februar 1940 in İzmir, Türkei) ist Schriftsteller und Übersetzer. Pazarkaya ist deutscher Staatsbürger und Mitglied des türkischen und des deutschen PEN Clubs … Deutsch Wikipedia
Ömer Simsek — (* 15. August 1964 in der Türkei) ist ein deutscher Schauspieler und Theaterregisseur. Neben zahlreichen Fernsehserien wirkte er auch an erfolgreichen deutschen Kinoproduktionen wie Happy Birthday, Türke! (1992), Manta, Manta (1991) oder Bang… … Deutsch Wikipedia
Umran Ertok — (* 1940 in Istanbul) ist ein türkischer Schauspieler, Spielgruppenleiter und Kolumnist. Leben Ertok spielte in den 1960er Jahren an mehreren Theatern in der Türkei, unter anderem in Istanbul. 1971 kam er nach Deutschland, wo er zunächst in… … Deutsch Wikipedia